bebek idrar yolu enfeksiyonu

Bebeklerde Sık Görülen Bir Hastalık: İdrar Yolu Enfeksiyonu

Bebeklerde Yaygın Bir Hastalık: İdrar Yolu Enfeksiyonu (İYE)

Bebeklik ve çocukluk çağında sık görülen bir hastalık olan idrar yolu enfeksiyonu (kısaca İYE), diğer pek çok hastalıkla aynı belirtilere sahip olduğu için ebeveynler tarafından kolayca fark edilemeyebilir. Belirli bir yaşa kadar neredeyse tüm bebeklerde görülen İYE’nin başlıca belirtileri arasında sarılık, kilo alamama, kusma, yüksek ateş, huzursuzluk ve kötü kokulu idrar bulunuyor. Genellikle bu belirtilerle doktora başvurulduğunda örnek alınarak mikroskobik inceleme yapılmakta olup idrarda lökosit ve nitrit varlığı enfeksiyonun teşhisi için önemli bulguları oluşturmaktadır.

İYE Erken Teşhis Ve Tedavisi Neden Önemli?

Erken teşhis ve doğru tedavi ile 24 saat kadar kısa bir sürede belirtilerin ortadan kaldırılabildiği idrar yolu enfeksiyonu, teşhis ve tedaviye geç kalınması durumunda böbrekleri etkileyebilmekte ya da kronikleşebilmektedir. Bu durum ise bebek ve çocukların, ileriki yaşamlarında sağlık ve hayat kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.

Yenidoğan bebeklerde ve okul çağına kadar çocuklarda enfeksiyonun erken tanınması, enfeksiyona bağlı gelişen renal (böbreklerle ilgili) hastalık riskini azaltacağı için erken teşhis ve tedavi göz ardı edilmemelidir. Özellikle okul çağına kadarki süreçte çocukların kendini ifade etmesi daha zor olduğundan belirli aralıklarla gerekli test ve kontroller yapılmalıdır.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Nasıl Önlenebilir?

Özellikle yaşları göz önünde bulundurulduğunda, çocuklar için tedaviden daha iyi bir adım varsa o da tedbirdir. Nitekim hiçbir anne-baba çocuğunun sancılı bir süreç geçirmesini ya da henüz küçük yaşta ilaç tedavisi görmesini istemez. Her 5 çocuktan 1’inde görülen idrar yolu enfeksiyonunu önlemek için dikkat edilmesi gerekenler noktalardan bazıları:

  • Bol bol su ve doğal bitki çayları tüketilmelidir.
  • Kendi temizliğine dikkat edemeyecekleri düşünülerek, çocukların günlük temizlikleri yapılmalı ve pamuklu iç çamaşırları tercih edilmelidir.
  • Anatomik yapı nedeniyle enfeksiyonun özellikle kız çocuklarında sık görülebileceğini dikkate alarak tuvalet eğitimi ve temizliğe dikkat edilmelidir.
  • İdrar yolu enfeksiyonları bakteri kaynaklı olup; okul, park, alışveriş merkezi gibi umumi alanlarda, mecbur kalmadıkça, tuvaletler kullanılmamalıdır.
  • Herhangi bir belirti veya şikayet olmaksızın bebek ve çocuklar düzenli olarak doktor kontrolünden geçmelidir.

Çocuklarda İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans)

Hayatın hemen her döneminde görülebilen idrar kaçırma, birtakım nedenlerle çocukluk döneminde daha sık rastlanmaktadır. Bu nedenler; genetik, obezite, uyurken nefes alamama gibi fiziksel faktörlerden kaynaklanabileceği gibi dikkat eksikliği ve duygu durumu gibi psikolojik unsurlara da dayanabilmektedir.

Çocuklarda huzursuzluk, karın ağrısı, idrar yaparken yanma gibi başlıca nedenlerle hastaneye başvurulduğunda; böbrek ve idrar yolları ultrasonu, sintigrafi (radyoaktif bir maddenin böbreklerde dağılımının dışarıdan görüntülenmesi) ve ürodinami (mesane kapasitesini ve basıncını ölçme) gibi kolay ve kısa süreli tetkikler uygulanmaktadır. Ebeveynlerin gözlemleri yardımıyla nedenler doğru bir şekilde saptanarak tedavi edilebilir ve ileriye yönelik ciddi sorunlar önlenebilir.

Tedavi Sürecinde Nelere Dikkat Edilmeli?

Her hastalığın teşhis ve tedavi sürecinde olması gerektiği gibi idrar kaçırma sorunu yaşayan çocuklara yaklaşım da anlayış ve sabır çerçevesinde olmalıdır. Belirtiler ve yapılan tetkikler sonucunda ebeveyn ve doktor işbirliği ile gerçekleşecek tedavi yöntemleri; tuvalet eğitimlerini içeren üroterapi, nispeten daha uzun süreli ilaç tedavisi ve en son başvurulabilecek cerrahi işlemleri içermektedir.

İdrar kaçırma sorununun önlenmesinde veya tedavi sürecinde destekleyici adımlar olarak şunlara dikkat edilmelidir:

  • Çay, kahve ve gazlı içecekler özellikle uyku saatleri öncesinde tüketilmemelidir.
  • Tuzlu, baharatlı ve acılı gıdalar böbrekler ve genel olarak boşaltım sistemine zarar vereceğinden uzak durulmalıdır.
  • Psikolojik nedenler söz konusu ise anlayış ve sabır ile yaklaşılmalı; çocuk azarlanmamalıdır.
  • Çocuklara, gün içerisinde belirli aralıklarla tuvalet ihtiyacı olup olmadığı hatırlatılmalıdır.

Bebeğiniz sağlığını test edebilmek ve gerekli adımları zamanında atabilmek için BabyLab sayfamızdan ev tipi idrar cihazımızı inceleyebilirsiniz. Sağlıklı nesiller yetişmesi dileğiyle…


bebek sağlığı nasıl korunur

Mevsim Geçişinde Bebek Sağlığı Nasıl Korunur?

Ebeveynler için bebek sağlığı önem arz eden bir konu olup yetişkinlerden çok daha hassas bir yapıya sahip bebeklerin vücut direnci, özellikle mevsim geçişlerinde artan salgın ve virüs gibi dış faktörlerle her zaman başa çıkamayabilir. Sıcaklıkların ani değişimi ya da baharın beraberinde getirdiği polenler dahi bebekleri kısa sürede etkileyebilir. Bu gibi durumlarda en iyi tedavi yöntemlerinden ziyade en iyi önlemleri bilmek, vücudu ilaçlar için henüz hazır olmayan bebekler için çok daha faydalı olacaktır.

Yetişkin bireyleri bile fiziksel ve psikolojik açıdan etkileyen mevsim geçişlerinde bebeklerde en sık hangi hastalıklar görülmektedir? Bu hastalıkların önlem ve tedavi basamakları nelerdir?

Mevsim Geçişinde Bebek Sağlığı Nasıl Sağlanır? Bebeklerde Sık Görülen Hastalıklar ve Alınabilecek Önlemler Nelerdir?

Özellikle havaların soğumaya başladığı mevsim geçişlerinde bebek ve çocuklarda en sık görülen hastalıklardan biri olan üst solunum yolu enfeksiyonlarına genellikle bademcik iltihaplanması, farenjit, larenjit, sinüzit ve orta kulak enfeksiyonları eşlik etmektedir. Yüksek ateş, ses kısılması, kulak ağrısı gibi belirtilerle başlayan enfeksiyonlar, özellikle vücut direncinin henüz çok düşük olduğu bebeklerde doğru beslemeye ve üşümeyecekleri şekilde giydirmeye dikkat ederek, kalabalık ve ortak alanlardan uzak tutularak olası riskler en aza indirilebilir.

Genellikle bahar aylarına girerken görülmekle birlikte, evdeki tozların, ağaçlardaki polenlerin ya da çeşitli gıdaların da neden olduğu alerjik reaksiyonlar; bebeğin vücudunu yakından tanımayı, zararlı olabilecek madde/nesnelerle temasını engellemeyi ve hijyene dikkat etmeyi gerektiriyor. Diğer hastalıklara göre ilaçlarla kısa sürede atlatılan alerjiler için mutlaka doktorunuzla görüşmeli ve alerjiye sebep olan faktörleri netleştirmelisiniz.

Üst solunum yolu enfeksiyonları ile benzer belirti ve şikayetlere sahip astım, bebeklerde öksürük ve nefes darlığı ile kendini göstermektedir. Bilindik en temel nedeni mevsim geçişlerindeki ani soğumalar olup, ilerlemesi durumunda hava yolu mukozasında iltihap ve ödem oluşturabilmektedir.

Mide ve bağırsak enfeksiyonları da bebek ve çocukların sık sık yaşadığı rahatsızlıklardan birisi. Mevsim geçişlerinin yanı sıra beslenme şekli ile de ilişki olup genelde ishal ve kusma ile kendini göstermektedir. Bu gibi durumlarda çokça sıvı kaybı yaşandığından bebeğinizin bol sıvı tükettiğinden ve sağlıklı/temiz gıdalar aldığından emin olmalısınız.

Belirttiğimiz hastalıklar, bebek ve çocukların mevsimsel olarak karşılaştığı hastalıklardan yalnızca birkaçı. Bebeğinizde daha farklı belirtiler ve şikayetler görebilirsiniz; en doğru teşhis ve tedavi için mutlaka aile hekiminizle görüşmelisiniz.

Olabildiğince Yumuşak Bir Mevsim Geçişi…

Belirtiler, hastalıklar ve tedaviler bebekten bebeğe değişirken alınabilecek önlemler hemen herkes için aynı. Bebeğinizi temiz ve yaşına uygun gıdalarla besleyin, bol ve temiz su tükettiğinden emin olun. Özellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde umumi kullanılan ve kalabalık ortamlardan uzak tutmalısınız. Bebeğinizin düzenli ve kaliteli bir uyku düzeni olmalı. Üşümesinden endişe edebilirsiniz ancak aşırı terlemesi de üşütme olasılığını artırabilir.

Mevsim geçişleri ve hava değişimleri, bebek ve çocukları yalnızca fiziksel değil; psikolojik açıdan da etkilemektedir. Fiziksel aktiviteler ve rahatlatıcı egzersizlerle bebeğinizi rahatlatabilirsiniz. Tüm hastalıkların önlem ve tedavisinde bebekler için anne sütü; çocuklar için ise yeterli vitamin ve protein alımı önem arz etmektedir.

Bebek sağlığında emzirmenin önemine ilişkin yazımızı inceleyebilirsiniz.

Gelecek nesillerin bugünkü adaylarında en doğal ve sağlıklı önlemleri tercih etmeniz dileğiyle…


Emzirmenin faydaları ve önemi

Emzirmenin Faydaları ve Etkileri Nelerdir?

Tüm anne ve anne adaylarının Emzirme Haftasını kutlar, bebekler başta olmak üzere tüm ailelere sağlıklı yarınlar dileriz. Emzirmenin faydaları konusuna geçmeden önce Emzirme Haftasının öneminden bahsetmek gerekirse;

Dünya genelinde 1-7 Ekim arası olarak kabul edilen Emzirme haftasının önemi; hatalı anne sütü uygulamalarının önlenmesi, emzirmenin korunması ve teşvik edilmesi olarak özetlenebilir. Sağlıklı yarınlara hazırladığımız bebeklerimizin anne sütüyle beslenmesine dikkat çekmek için Emzirme Haftası, ülkemizde ve dünya genelinde pek çok kurum ve kuruluş tarafından tanınmakta ve kutlanmakta olup sağlık kuruluşları da bu bağlamda çeşitli eğitim ve etkinlikler düzenlemektedir.

Toplumumuzda, emzirmenin besin takviyeleri ve ek gıdalarla desteklenmesi gerektiği yönünde yanlış bir algı oturmuş olsa da bebeklerin doğumdan sonra hemen emzirilmeye başlatılması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi, ancak 6. aydan sonra ek besinlere geçilmesi ve emzirmenin en az 2 yıl daha devam ettirilmesi oldukça önemlidir.

Emzirmenin Kadın Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Gebelik ve doğumun ardından hem anne hem de bebek için hassas ve önemli bir süreç olan emzirme dönemi, yalnızca bebeğin beslenmesi ve anne-bebek bağı için önem taşımıyor; aynı zamanda doğrudan veya dolaylı olarak kadın sağlığı üzerinde büyük bir rol oynuyor.

Kadınlarda daha sık görülen birtakım hastalıklar ile emzirme arasında pozitif bir ilişki söz konusu; eklem iltihabının sık görülen bir çeşidi olan romatoid artrit ve diyabet bunlardan yalnızca bazıları. Aynı zamanda meme ve yumurtalık kanseri ile osteoporozun (kemik erimesi)neden olduğu kemik kırıklarını da önlediği bilinmektedir.

Doğumdan itibaren emzirmeye başlayan kadınlarda doğum sonrası kanama riski azalmakta olup; kanama ve kan kaybı daha az olacağından anemiye(kansızlık) bağlı halsizlik, çarpıntı, çabuk yorulma gibi durumlar da daha az görülmektedir.

Annenin bebeği ile daha sağlıklı bir ilişki kurmasında ve uzun süreli emzirme isteğinde en önemli faktörlerden biri de beden ve ruh sağlığıdır. Gebelik ve doğumla birlikte fizyolojik ve psikolojik değişimler yaşayan annelere yardımcı ve destek olma görevi ise babalara düşmektedir. Özellikle doğum sonrası erken dönem başta olmak üzere anne ve bebek ilişkisine destek olmalı, annenin deneyimlediği fiziksel ve psikolojik değişimler anlayış ve sevgi ile karşılanmalıdır.

Bebek Açısından Emzirmenin Faydaları

Anne sütü ile beslenen bebekler, hazır gıdalarla beslenen bebeklere göre enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalığa karşı daha dirençlidir. Ayrıca, doğumu takip eden 1 yıl içerisinde anne sütü ile beslenen bebeklerin ilerleyen yıllarda fiziksel, zihinsel ve sosyal yaşantılarının çok daha sağlıklı geliştiği bilinmektedir. Büyüme ve gelişmenin çok hızlı olduğu yaşamın ilk birkaç yılında anne ya da bebekte herhangi bir sağlık sorunu teşhis edilmedikçe emzirmeye devam edilmelidir.

Anne ve bebek sağlığı için ilk ve en önemli adım olan anne sütü teşvikini destekliyor; sağlıklı nesiller yetiştirecek tüm ebeveyn ve ebeveyn adaylarına sağlık dolu günler diliyoruz.