kadınlarda fazla kilo

Kadınlarda Fazla Kilo ve Obezitenin İnfertilite Üzerindeki Etkileri

Fazla kilo ve obezitenin kısırlığa neden olduğunu biliyor muydunuz?

Bebek sahibi olmak isteyen kadınların karşılaşabileceği çeşitli engellerden birisi de fazla kilolar ve obezite. Fazla kilolar ve obezite, bebek planlaması yapılan dönemde gebelik ihtimalini düşürdüğü gibi gebeliğe yardımcı tedavilerin olumlu sonuçlanmaması gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Ancak söz konusu riskleri azaltacak veya ortadan kaldıracak adımlar da mevcut. Bebek planlamadan önce atılabilecek bu adımların başında beslenme kilo kontrolü geliyor.

Peki, fazla kilolar bebek sahibi olmaya neden ve nasıl engel oluyor?

Obezitenin, kadınlarda infertilite ve Polikistik Over Sendromu’nu tetiklediği biliniyor. Vücuttaki fazla yağ oranı östrojen dengesini bozarak infertiliteye neden olurken yumurtlama gerçekleşse bile kalitesiz yumurta oluşma riski yüksek oluyor.

Yetişkinlik çağı ile birlikte başlayan regl kanamalarının, obezite vakalarında düzensizleşirken ve kimi zaman tamamen yok olurken; sağlıklı bir şekilde kilo vermeye başladıktan sonra düzene girdiği ve oluşan yumurtaların da çok daha kaliteli olduğu belirtiliyor.

Fazla kilo söz konusu olduğunda yardımcı üreme tekniklerinde de olumsuz sonuçlanma riski artıyor. Bebek sahibi olmak isteyen aşırı kilolu kadınlar kilo vermeden tedavi sürecine girdiklerinde, aldıkları fazladan östrojen hormonu tedaviyi başarısızlığa uğratan bir diğer etmen oluyor.

Anne adayları, gebelik öncesi ve gebelik döneminde besin gruplarından tüketim miktarı be değerleri konusunda bilgilendirilmelidir. Kilo kontrolünde kafein ve tatlandırıcılar gibi birçok maddenin kullanımı azaltılırken, gebelik öncesi ve sürecinde folik asit açısından zengin besinler tüketilmelidir. Yetersiz tüketimin en fazla olduğu et, yumurta ve kurubaklagiller grubunun gebelikte beslenme açısından önemi vurgulanmalıdır.

Hamilelik Döneminde Kilo Kontrolü ve Sağlıklı Beslenmenin Önemi

Sağlıklı bir beslenme düzeniyle kilo kontrolü sağlamak, yalnızca bebek planlama döneminde değil;  sağlıklı ve rahat bir gebelik dönemi geçirmek için de önemli. Doğal yoldan veya tedavi yardımıyla bebek sahibi olunsa bile gebelik süresince gelişen obezite vakalarında düşük ihtimali artıyor.

Yapılan araştırmlar;  gebelikte obezite sıklığının her geçen gün artma eğiliminde olduğunu, fazla kilolu ve obez kadınların normal kilolu kadınlara göre doğum öncesinde, gebelikte ve doğum sonrasında birçok sorun açısından risk altında olduğu ortaya koymaktadır.

Obezite, gebelik sürecinde kadınların günlük yaşam aktivitelerini sınırlayan, sosyal ve psikolojik etkileri nedeniyle yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir sağlık problemi olarak gösterilmektedir. Gebelik ve öncesinde çok sık rastlanan sağlıksız ve düzensiz beslenmeye yol açan faktörleri tanıyarak bu durumun önüne geçilebilir. Yaş, ailede obezite öyküsü, kronik hastalık varlığı ve infertilite tedavisi gibi doğal faktörler etki edebilirken; gelir durumu, günlük uyku süresi, öğün atlama, hızlı bir şekilde/ geç saatlerde ve ayaküstü yemek yeme alışkanlıkları ve düzenli fiziksel aktivite ile kilo sorunları arasında önemli bir fark bulundu.

Aynı araştırmada, bebek planlayan fazla kilolu kadınlar için kilo vermeye yönelik beslenme ve egzersiz programlarının gebelik öncesi dönemde planlanması gerektiği belirtilmektedir.

Bebek Planlayan Kadınlara ve Anne Adaylarına Tavsiyeler

Fazla kilo sorunu ve sağlıksız beslenme her ne kadar dünya geneli ve toplumumuzda herkes için tehdit oluştursa da anne olmak isteyen veya anne adayı kadınların başta kendi sağlıkları olmak üzere dünyaya getirecekleri bebekleri için de çok daha fazla önem arz etmektedir. Yalnızca biyolojik sürecin olumlu ilerlemesi adına değil; günlük aktiviteler ve ruh hali açısından da hem anne hem bebek için en sağlıklısı düzenli bir beslenme ve kontrollü bir kilo olacaktır.

Bu bağlamda; düzenli aralıklı ve sağlıklı bir beslenme programı doktor eşliğinde hazırlanabilir ve kilo kontrolü takip edilebilir. Gebelik sürecinde bebek sağlığını riske atmayacak şekilde spor ve egzersiz yapılabilir ve doktorun kısıtlama getirmediği günlük aktivitelere devam edilebilir. Düzenli ve yeterli uyunmalı, televizyon izlemek gibi uzun süreli hareketsizliğe yol açan eylemlerden kaçınılmalı, doğa yürüyüşü yapılmalı ve en az fiziksel sağlık kadar mental (zihinsel) sağlık da gözetilmelidir.

Toplumumuzda yaygın bir inanış olarak gebe bir kadının iki kişilik yemesi gerektiği oldukça yanlış ve zararlı bir yönlendirme olup; yediklerinizin miktarı değil besin değeri önemlidir. Hangi besinleri ne sıklıkta ve ne kadar kullanacağınızı beden kitle indeksiniz doğrultusunda doktorunuzla kararlaştırmalısınız.

Tüm anne adaylarının mutlu  ve sağlıklı bir planlama ve gebelik süreci geçirmesini dileriz.


IVF

Tüp Bebek Tedavisi Nedir?

Tüp bebek tedavisi en kısa tanımıyla; anne ve baba adayından alınan yumurta ve sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında birleştirilerek döllenmesi ve döllenmenin ardından anne rahmine transfer edilmesidir. Günümüzde birçok erkek kısırlığı problemi de dahil olmak üzere kısırlık sorunlarının yüzde sekseninin çözüldüğü bir tedavi yöntemidir. Peki, bu tedavi kimlere uygulanabilir? 

Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanabilir?

Her çeşit kısırlığa tüp bebek uygulaması gerçekleştirilemez. 

  • Yumurta bozuklukları, ileri derecede polikistik over sendromu durumunda
  • Sperm kalite bozukluklarında, azospermide (Meni örneğinde hiç sperm olmaması durumudur.)
  • Açıklanamayan kısırlık durumlarında
  • Servikal etken tespit edilen durumlarda 
  • İmmünolojik etkenler (Kadındaki bir takım antikorlar ile embriyoya veya erkeğin spermlerine karşı oluşan “ret cevabı” sonucunda gebeliğin oluşamaması veya oluşan gebeliğin düşük ile sonuçlanması kısırlıkta immünolojik faktör olarak bilinmektedir.)
  • Endometriyoma (çikolata kistleri) durumu söz konusuysa tüp bebek tedavisi uygulanabilir.

Tüp Bebek Tedavisi Ne Zaman Uygulanabilir? 

Çiftin bir sene boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkide bulunmasına rağmen gebelik sağlayamadığı durumlarda uygulanabilmektedir. Eğer kadının yaşı 35 ve üzeri ise doğal yollardan gebelik için altı ay beklenmeli ve ardından bir uzmana başvurulmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi En Fazla Kaç Kere Denenebilir?

Bu tedavinin tekrarlanması konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. Bazen nedeni belirsiz embriyonun tutunamama problemi yaşayan çiftler, birçok deneme sonrası gebeliğe ulaşabilmektedir. 8. ya da 9. denemeden sonra gebe kalabilen birçok kişi vardır. Fakat deneme sayısı arttıkça gebelik beklentisinde bir azalma olacaktır.

Tüp Bebekte Düşük Sık Gerçekleşir Mi?

Bu tedavi ile elde edilen gebeliklerde düşük riski, normal yolla kalınan gebeliklerden daha fazladır. Fakat bunun nedeni tedavi değil, normal yolla gebe kalamamaya neden olan problemden kaynaklanmaktadır.

Yaş, Gebe Kalma Şansını Etkiler Mi?

Tüp bebek tedavisi görecek olan kadının yaşı gebe kalmayı etkileyen önemli bir faktördür. 35 yaşından genç kadınlarda gebe kalma şansı en yüksektir. 42- 44 yaş ve sonrasında ise düşüktür.

Tedavi Öncesi Semen Analizi

Yakın geçmişe kadar kısırlık kadın sorunu olarak kabul edilirdi. Oysa günümüzde yapılan çalışmalar her 100 kısır çiftten 50’sinde sorunun erkekten kaynaklandığını göstermektedir. Erkekteki kısırlık, sadece anatomik bir bozukluktan kaynaklıysa bu durum ancak çocuk sahibi olmaya karar verildiğinde anlaşılır. Kısır bir çiftte nedenler araştırılırken incelenmeye erkekten başlanmalıdır. Bu aşamadaki ilk ve en önemli tetkik ise sperm analizidir.


Çocuk Sahibi Olmak İsteyenler

Çocuk Sahibi Olmak İsteyenler

Sadece Çocuk Sahibi Olmak İsteyenlerin Anlayacağı 10 Durum

1. Stres

Çocuk sahibi olmaya çalışmak çok stresli olabilir. Bir an önce bebeğinize kavuşmak istemeniz çok doğal fakat bilmelisiniz ki, stres üremeyi olumsuz yönde etkiler. Yapılan araştırmalar kadınlarda aşırı stresin hamile kalma olasılığını düşürdüğünü ortaya koyuyor. Stres, erkeklerde ise sperm kalitesini düşürüyor. Yani stresten ne kadar uzak kalırsanız hamilelik şansı o kadar artıyor.

2. Herkesin size ulu orta “çocuk ne zaman?” diye sorması

Çocuk düşünüyor musunuz ya da çocuk ne zaman soruları zaten çocuk istemekte olan çiftler için bunaltıcı olabilir. Özellikle kadınlarda toplumun uyguladığı bu baskı, değersizlik ve yetersizlik hissine dönüşüp zor süreçler ortaya çıkarabiliyor. Sık sık karşılaşılan bu sorular karşısında sakin kalıp kendinizi strese sokmamak sizin için en iyisi olacaktır.

3. Çevreden alınan tavsiyeler

Toplumumuzda sıkça rastladığımız batıl inançlar çocuk sahibi olma konusunda da kendilerini gösteriyor. Fesleğen, lavanta ve gül koklarsan ya da çeşitli gıdaları tüketirsen hemen çocuğun olur gibi yaklaşımlar yanlış olsa da, cinsel ilişkiden sonra kadının bacaklarını yukarı kaldırmasının hamileliğe olumlu etkisi anatomik açıdan doğru olabilir fakat bu bilimsel olarak açıklanmamıştır.

4. Aile baskısı “Torun nerede?”

Aileniz de sizin kadar bebek istiyor, torunlarına bir an önce kavuşmak istiyor olabilir fakat sürekli bu konunun konuşulması sizi strese sokacaktır. Uzmanlar toplum tarafından uygulanan bu baskının ilişkiyi yıpratıcı, kadın ve erkek üzerinde pek çok olumsuz sonuç oluşturabildiğini söylüyor. 

5. İnternet çözümleri

Çocuk sahibi olmak isteyen ve bu sürecin içinde yer alan binlerce çift bulunmaktadır. Benzer anılar yaşadığınız için merak edip internet araması yapıyor olmanızı anlıyoruz ancak bu aramaların içinde sizi çok yanlış yönlendirecek ya da ümidinizi yitirmenize sebep olacak hikayeler veya yazılar da olabilir. Okurken psikolojinizin etkilenmemesine özen gösterin.

6. Sürekli bebeklerle ilgili araştırma yapmak

Zamanınızın çoğunu bu konuyla ilgili araştırma yapmak için mi harcıyorsunuz? Bu konu hakkında bilgi sahibi olmanız çok güzel fakat sürekli bebekler hakkında bir şeyler araştırmak sizi daha çok strese sokuyor olabilir. Güvenilir kaynaklardan yeterli bir araştırma nelere dikkat edebileceğiniz hakkında size fikir verecektir.

7. Sosyal medya ve televizyonun uyguladığı gereksiz baskı

Sosyal medyada herkesin çocuğu var ve herkes çok mutlu, televizyonda ise her reklamda mutlu aileler, sevimli bebekler görüyoruz. Yansıtılanın aksine aile kurmak bu kadar kolay olmayabilir, bunun bilincinde olursanız kendinizi daha konforlu hissedebilirsiniz.

8. Çocuk mağazalarının önünden geçerken hissedilen duygu

Alışveriş merkezlerinde, çarşılardaki bebek ve oyuncak mağazalarının önünden geçerken içinizin burkulması normaldir. Bebeğinize hemen kavuşmak istediğinizi herkes anlayabilir. 

9. Hamilelik planlandığı için alışkanlıkların değişmesi

Gebe kalmayı planlayan anne adaylarının çoğu, beslenme düzenlerine daha çok dikkat ederler. Sebze ve meyve tüketmeye, ceviz, balık gibi besin değeri zengin yiyecekleri yemeye özen göstermelilerdir. Gerekirse folik asit takviyesine başlanabilir. Folik asidin sağladığı faydalı etki, gebe kalmadan en az bir ay önce ve gebeliğin ardından üç aya kadar 400μg’lık bir günlük folik asit takviyesiyle elde edilir. Ayrıca anne adayı sigara kullanıyorsa bırakması uzmanlar tarafından şiddetle tavsiye edilir. 

10. Partnerler arasında yaşanan sorunlar.

Bebek sahibi olmaya çalışırken çiftler oldukça gergin olabilir fakat bu gerginliği partnerinize yansıtmak yerine beraber çözüm aramalısınız. Aranızdaki gerginlik hamileliği zorlaştıracaktır. Beraber yapmaktan hoşlandığınız aktivitelere daha çok ağırlık verebilirsiniz.