Uyku Problemi cinsel isteksizlik

Uyku Problemi Sperm Kalitesini Etkiler Mi?

Uyku problemi yaşayan erkekler sadece uykusuz mu kalıyor? Uykuya geç dalma, düzensiz ve yetersiz uyku, bölünen uykular… gibi uyku problemleri her üç insandan birinin karşılaştığı durumlardır. Günlük hayatı olumsuz etkilemesinin yanı sıra son yapılan çalışmalarda erkekler için daha büyük problemlere yol açtığı görülmüştür.

Çalışmada farklı yaş gruplarına yer verilmiştir. Yaş grupları 22-26 yaş aralığı ve 59-67 yaş aralığı olmak üzere 2 gruba ayrılmıştır. 24 saatlik periyot içinde her 10 dakikada bir testosteron seviyesi ölçülerek test tamamlanmıştır. Çalışmanın sonucunda ise uyku probleminin sperm kalitesini azalttığı gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Uyku & Sperm İlişkisi

Son yapılan çalışmalarda uyku bozukluğu olan erkeklerde sperm sayısının azaldığı gözlenmiştir. Bu durum testosteron sayısının azalmasıyla ortaya çıkmaktadır. Testosteron ise libidonun temel taşıdır.

Cinsel olarak isteksiz olduğunuz anlarda bu durumu uykusuzluğunuza bağladığınız anlar oldu mu? Peki ya sorun enerjinizin olmamasında değilse?

Uyku problemi yaşayan erkeklerin düşük testosteron oranları hem sperm kalitesini etkilemektedir hem de cinsel isteksizliğe neden olmaktadır. Düzenli ve kaliteli bir uykuyla sperm kalitenizi artırabilirsiniz.

Yapılan çalışmada ayrıca, obstrüktif uyku apnesi ve ileri derecede solunum yetmezliği olan kişilerde testosteron seviyelerinin daha da düşük olduğu gözlenmiştir. Ancak bu çalışma henüz ispatlanmadığı için obezite kaynaklı olduğu da düşünülmektedir.

Sonuç olarak düzenli uyuyarak, uyku problemi sorunlarınızı azaltarak hem cinsel isteksizlik sorunlarınızla baş edebilir hem de baba olmaya hazırlanabilirsiniz.

Tüm soru ve sorunlarınız için bizimle iletişime geçiniz.

 


Azospermi

Azospermi Nedir? Azospermi Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Azospermi, sperm testinde hiç sperm bulunamaması durumudur. Ölü ya da canlı hücreye rastlanmadığı durumlarda spermiyogram sonuçları açıklama kısmında yer alan bu ifade kişiyi stres ve paniğe sokmaktadır. Peki azospermi birinin çocuğu olmaz mı, azospermi tedavi var mı ya da azospermi ile doğal yollarla hamile kalınır mı?

Tüm bu sorulara geçmeden önce bu durumun toplum içinde görülme sıklığından bahsetmekte fayda var. İnfertilite(kısırlık) ile hastaneye başvuran her erkeklerin %10’u için azospermi tanısı konulmaktadır. Yani bu ifade ile karşılaşan tek insan siz değilsiniz ve oranlara baktığımızda ise her on erkekten birinin bu durumla mücadele ettiğini düşünecek olursak tıbbi ilerlemelerin de bu alanda yoğunlaşıyor olması kaçınılmaz.

Azospermi Tanısı

Spermiyogram testinden sonra konulan bu tanı için test tekrarı önemli bir konudur. Yapılan tek test ile tanı konulmamalıdır. Çevresel faktörlerden hatta son 3 ay içinde maruz kaldığınız durumlar bile sperm sayınızı etkiler. Ateşli hastalık, yüksek sıcaklıklar bile bu durumları etkilemektedir. Bu yüzden ilk sperm testinden 2 hafta sonra ikinci test uygulanmalıdır. Bu testte de aynı sonuç gelmesi halinde tanı konulabilir.

Tanı konulduktan sonra, bu duruma neden olan durumlar tespit edilmelidir. Pek çok nedenle sperm hücresine rastlanılmamaktadır. İnmemiş testis, tıkanıklık, Klinefelter sendromu, oksidatif stres, genetik bozukluklar, varikosel, hormonal bozukluklar gibi nedenler tedavi için önem arz etmektedir.

Azosperminin Tedavisi

Yukarıda bahsettiğimiz gibi pek çok nedenle görülen bu hastalığın kaynağı önemli bir durumdur.

  • Kanal Tıkanıklığı : Genital bölge enfeksiyonları, bel soğukluğu ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklar sonucu epididim kanalı tıkanabilir. Bu da sperm hücrelerin ilerlemesini engelleyerek, testte görünmesini engeller. Eğer tanı doğru bir şekilde ve zamanda konulursa, tıkanıklık tedavi edilebilir.
  • Hormon Eksikliği : FSH Hormonu, sperm üretiminden sorumlu hormon olup eksikliğinde sperm üretimi olumsuz etkilenmektedir. FSH tedavisi ile hormon eksikliği giderilmesi sonucu sperm sayısı artışı sağlanabilir.
  • Varikosel : Damar tıkanıklığı hastalığı olup detayları için yazımıza göz gezdirebilirsiniz.
  • Mikro Tese : Ameliyat tedavisi olup detaylarına bir sonraki yazımızda değineceğimiz bu ameliyat yaygın bir yöntemdir.
  • Sperm Kök Hücresi : Mikro tese ameliyatından sonuç alınamadığı durumlarda uygulanan bir tedavi yöntemidir.

Özetle teşhisi doğrulanmış azospermi sorunu yaşıyorsanız korkmadan ve stresi yapmadan pek çok tedavi yöntemi ile çocuk sahibi olabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz…


Sperm sayısını artıran Yiyecekler Nelerdir? "Sebze ve Meyveler"

Sperm Artıran Yiyecekler Nelerdir? “Sebze ve Meyveler”

“Sperm artıran yiyecekler var mıdır?” sorusu son dönemlerde sıkça karşılaşılan bir soru. Günümüzde sayısı artmaya başlayan kısırlığın(infertilite) önemli nedenlerinden biri de yiyeceklerdir. Özellikle modernleşen dünyayla birlikte bir yandan beslenme şartlarında iyileşmeler olduğu belirlenirken öbür taraftan katkılı gıdaların artmasıyla sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlamıştır. İnfertilite de bu sağlık problemlerinin başında gelmektedir. Diğer açıdan baktığımızda ise infertiliteye neden olan gıdalar kadar sperm kalitesini artıran gıdalar da vardır. Bu yazımızda sperm kalitesini artıran sebze ve meyvelere değineceğiz.

Sperm Artıran Sebze ve Meyveler Nelerdir?

  • Avokado
  • Brokoli
  • Fındık
  • Mantar
  • Domates

Japonya International University of Health and Welfare Üniversitesi çatısında yapılan bir çalışma, düzenli domates suyu tüketilmesinin sperm kalitesini artırdığını göstermektedir.

  • Çilek
  • Muz

İçinde bol miktarda A, C ve B1 vitaminleri barındıran muzda, nadir bulunan bir enzim olan Bromelin de vardır. Doğal bir antienflamatuar özellikli Bromelin, sperm sayısını ve hareketliliğini de arttırır.

  • Koyu yeşil yapraklı sebzeler

Brokoli, ıspanak gibi koyu yapraklı sebzeler sperm kalitesini olumlu yönde etkiler. Spermlerin sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için vücuda yeterli miktarda folik asit alınması gerekir. Folik asit yeşil yapraklı sebzelerde de bolca bulunmaktadır ve ıspanak folik asit yönünden bir hayli zengindir. Düzenli ıspanak tüketimi bu vitaminin vücuda yeterli miktarda alınmasını sağlayarak sperm sağlığı, kalitesi ve miktarını olumlu yönde etkiler.

  • İçinde C vitamini bulunan meyve ve sebzeler

C vitamini sperm sayısını pozitif yönde etkiler. İçinde bol miktarda C vitamini barındıran yiyeceklerin başlıcaları;

  • Limon, greyfurt, mandalina, portakal.
  • Kavun
  • Kivi
  • Yaban mersini
  • Taze rezene
  • Yeşil biber
  • Kırmızı lahana
  • Kuşburnu şeklindedir. C vitamini aynı zamanda, sperm üretmek için gerekli olan amino asitlerin yapı taşını oluşturuyor. Spermin kalitesini ve hızını artırmaktadır.

Sperm artıran yiyecekler: “Meyve ve Sebze” kategorisinin başında yukarıda sayılı gıdalar gelmektedir. Ancak bu gıdaların da yine aşırıya kaçmadan tüketilmesi gerektiğini belirtmek isteriz. Sperm artıran yiyecekler: “Gıdalar & Bakliyat” bir sonraki yazımızda ele alınacaktır.


l karnitin

L-Karnitin Nedir? Karnitin İçeren Besinler Nelerdir?

L-Karnitin denildiğinde akla ilk olarak gıda takviyeleri gelmektedir. Daha çok sporcular tarafından bilinen bu madde, vücutta kendiliğinden de oluşmaktadır. Bilinen ikinci özelliği ise yağ yakıcı etkisidir. Kilo vermek, hızı geliştirmek ya da performansı artırmak için kullanılan karnitin, vücutta en fazla epididim kaudada(testisin arkasına yerleşik kuyruk kısmı) üretilir. Böylece bu madde ile etkileşen spermler hareketlilik kazanır.

Üç farklı türü bulunmaktadır:

  • L karnitin
  • Asetil L karnitin (ALC)
  • Propionil L karnitin

Karnitinin Yararları Nelerdir?

Birkaç başlık altında toplamakta fayda vardır. Bunlardan başlıcaları;

  • Yağ Yakımı: Vücudun yağ depolamasına engel olur, iştahı kapatmayı sağlar.
  • Sperm Kalitesinin Artırılması: Çocuk sahibi olmak isteyen, sperm kalitesini artırmak isteyen erkekler için vücutta sperm kalitesinin artmasını sağlar. Yapılan çalışmalar özellikle sperm hareketliliğini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Ayrıca sperm sayısı ve performansını da artırmaktadır.
  • Damar ve Kalp Problemleri: Yapılan çalışmalarda kalp yetmezliği tedavisi olarak kullanılması önerilmektedir. Damar genişletici özelliği vardır ve kalp krizine engel olduğu yönünde de çalışmalar mevcuttur.
  • Dayanıklılığı artırır, yorgunluğa iyi gelir.
  • Performans artırıcıdır.
  • Kemik erimesine engel olur.

İnceleme  çalışmalarından birinde ALC’nin ağrıyı azaltmada orta düzey etkisi olduğu gözlense de bu henüz kanıtlanmamıştır. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulan bir alandır.

Karnitin İçeren Besinler Nelerdir?

Esasen vücutta doğal olarak bulunan bu madde, doğal gıdaların pek çoğundan da alınabilinir. Kırmızı et;  başta kuzu eti ve sığır eti olmak üzere, peynir; başta kaşar peyniri olmak üzere, kümes hayvanları, süt, balık; özellikle morina balığı,  kepekli ekmek ve kuşkonmaz listede yer alan gıdalardır. Yüksek dozda karnitin içeren gıdaların içerikleri ise şu şekildedir:

  • Yaklaşık 110gr pişmiş sığır etinde 56-162 mg,
  • Bir bardak sütte 8 mg,
  • Yaklaşık 110gr pişmiş tavuk göğsünde 3-5 mg,
  • Yaklaşık 56gr cheddar peynirinde 2mg

Kırmızı et tüketerek beslenen yetişkinler günde ortalama 60-80mg karnitin tüketirken, vegan beslenen yetişkinlerde bu miktar 10-12mg şeklindedir. Yapılan çalışmalar, besin olarak alınan karnitinin %54-86’sının kan dolaşımına katıldığını gösterirken takviye olarak alınanların sadece %14-18’inin kan dolaşımına katıldığını göstermektedir. Tüketilmesi önerilen miktar ise 500-2000 mg arasındadır. Tabii doktor görüşü alınmadan öneriler dikkate alınmamalıdır.


diz Üstü bilgisayarın etkisi

Dizüstü Bilgisayar ve Sperm Kalitesi Üzerine Etkileri

Günümüzde yoğun bir şekilde kullanılan dizüstü bilgisayar, adının da önerdiği gibi dizüstünde kullanıldığında testis ısınmasına neden olur. Bu da erkek kısırlığı riskini doğurur. İnsan vücudunun normal sıcaklığı 37 derece iken testis sıcaklığı yaklaşık iki derece daha düşüktür. Sperm üretiminin yapıldığı bu bölgelerin vücut içinde bulunmama nedeni de aslında tam da bundandır. Sperm sıcağı sevmez! Uzmanlar testislerdeki ısı artışıyla sperm sayısı, sperm hareketliliği ve kalitesinde azalma görüldüğünü söylüyor. 

Dizüstü bilgisayarların iç ısısı çalışma esnasında 70 dereceyi geçebilir. Bu cihazlar ise yaygın bir şekilde üreme organlarına yakın bölgelerde kullanılmaktadır. Yani dizüstünde kullanılırsa üreme organlarını ısıtması kaçınılmazdır. Son yapılan araştırmalar ise wi-fiye bağlı dizüstü bilgisayarların erkek üreme organlarındaki ısıyı, normal vücut ısısının 2 derece kadar üstüne çıkardığını ortaya koydu.

Dizüstü Bilgisayar Zararları

Dizüstü bilgisayarların yaydığı aşırı ısının yanı sıra, kullanıcılarının bacaklarını birbirine yaklaştırmasına neden oluyor ve bu da testisleri sıkıştırarak üreme becerisini düşürüyor.

Bir diğer olumsuz taraf da ürettiği elektromanyetik frekanslar. Araştırmalara göre bu zararlı elektromanyetik frekanslar, erkek ve kadınlarda potansiyel üreme sorunları ortaya çıkarabilir. Amerikan Üreme Tıbbi Merkezi direktörü Ashok Agarwal, laboratuvar ortamında sperm örneklerini hücre gücünde elektromanyetik frekanslara maruz bıraktı. Sperm sayısı ve sperm hareketliliğinde önemli düşüşler kaydetti. Bu düşüşlerin şu an için kalıcı kısırlığa yol açtığı belirtilmemektedir. Yani baba olmayı düşünüyorsanız ve şimdiye kadar gördüğünüz zararlardan kurtularak eskiye dönmek istiyorsanız yolu; elektromanyetik frekansların etkisini azaltmak için dizüstü bilgisayarınızı masada kullanmak.

Zararlı bir diğer durum ise kullanıcısını hareketsiz hale getirmesi. Bilindiği üzere spor ve hareketli yaşam, sperm sayısını ve sperm hareketliliğini arttırıyor. Bu yüzden uzun süre hareketsiz oturmanın doğurganlığa olumsuz etkisi vardır.

Zararları Önlemek İçin Neler Yapılmalı?

Uzmanlar dizüstü bilgisayar kullanırken dizin üstüne konulacak bir yastığın bu sorunu azaltabileceğini belirtmektedir. Ya da dizüstü bilgisayarınızı masada kullanmaya da özen gösterebilirsiniz.

Hareket ederek de bu sorunları azaltabilirsiniz. Yani baba olmak isteyen erkekler; bilgisayarınızı kapatın, koltuktan kalkın ve harekete geçin. Veya en azından bilgisayarınızı masada kullanarak testislerinizden uzak tutmayı deneyebilirsiniz.


kısırlık infertilite

Erkeklerde Kısırlık Nedir? Kısırlığın Nedenleri Nelerdir?

Kısırlık (İnfertilite) Nedir?

Aile planlaması kapsamında eşlerin, bir yıl süre ile herhangi bir şekilde korunmaksızın düzenli olarak olarak devam eden cinsel ilişkilerine rağmen çocuk sahibi olamamaları ‘’infertilite’’ (halk arasındaki adı ile kısırlık) olarak adlandırılmaktadır.

Günümüzde kısırlığa ilişkin teşhis ve tedavi yöntemleri her ne kadar gelişmiş ve artmış olsa da bireysel veya toplumsal açıdan birtakım yanılgılar söz konusu. Bu yanılgılar bazen aileleri ve süreci psikolojik olarak olumsuz etkilerken bazen de yanlış teşhis ve bilinçsiz tedavilere neden olabilmektedir.

Her sorunda olduğu gibi önce nedenleri doğru bir şekilde belirlemek ve doğru kişilerin yardımıyla tedaviye başlamak önem arz etmektedir. Peki, yukarıda en genel hatlarıyla tanımladığımız infertilitenin nedenleri nelerdir? Kadınlarda ve erkeklerde infertilite oranı nedir?

Erkeklerde İnfertilite Nedenleri

Varikosel: Testislerdeki toplardamar genişlemesinin infertiliteye yol açabileceği düşünülüyorsa küçük bir operasyon ile düzeltilebilmektedir.

Sperm kanallarında tıkanıklık: Genellikle çeşitli enfeksiyonel rahatsızlıklar sonucu oluşan tıkanıklara kanalların ince oluşu ya da kist ve taşlar da neden olabilmektedir.

Vazektomi: Ülkemizde yaygın olmamakla birlikte, korunma yöntemi olarak sperm kanallarının cerrahi işlemle bağlanmasıdır. yeniden açılması mümkün olsa da sperm sayısını düşürebilmekte ve infertiliteye neden olabilmektedir.

Retrograd ejakülasyon: Genellikle mesane boynunun kapanmaması nedeni ile spermlerin, penisten dışarı atılmak yerine semenle birlikte mesaneye akmasıdır. Tedavi yöntemleri ise rahatsızlığın sebebine bağlı olup; kas egzersizleri ya da ilaçlarla tedavi edilebilmektedir.

İnmemiş testis: Doğumdan önce testis torbalarına yerleşmesi gereken testislerin inmemesi durumudur. İnfertilite nedeni ise vücut sıcaklığının altında bulunması gereken spermlerin, torbalara yerleşememesi ile vücut sıcaklığında kalmasıdır.

Kanser: Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar ve radyasyon, infertiliteye yol açabilmektedir.

Sigara ve alkol kullanımı, aşırı kilo, yüksek sıcaklığa maruz kalma ve yaş gibi etkenler de tek başlarına ya da yüksek oranda etkili olmasa da infertilite faktörleri arasında bulunmaktadır.

Kadın ve Erkekte İnfertilite Oranı

Toplumsal yanılgıların aksine, kadın ve erkekte infertilite oranı (değişkenler göz önüne alınmaksızın biyolojik olarak) eşit düzeyde olup %40’tır. %10’luk bir kısım çeşitli değişkenlerden oluşup ‘’kadın ve erkek ilişkili nedenlerden’’ meydana gelirken kalan %10’u ise bilinmeyen nedenler oluşturmaktadır.

Doğum kontrol ve korunma yöntemlerini bırakır bırakır bırakmaz çocuk sahibi olabileceğini düşünen çiftler ve en nihayetinde toplum, henüz infertilite teşhisi için çok erken olan ilk birkaç ayda bilinçsizce ‘’kısırlık teşhisi’’ koysa ve bir ‘’sorumlu’’ arasa da yeterli zaman ve detaylı bir inceleme olmaksızın infertiliteden söz edilemez.

Teşhis ve Tedavi Süreci

İnfertilite nedenleri kişiden kişiye ve çeşitli sebeplerle değişkenlik göstermekte olup teşhis ve tedaviler de bu sebepler doğrultusunda değişebilmektedir. Bu noktada atılabilecek en doğru ve bilinçli adım, doktorunuzla görüşmek olacaktır. Şikayet belirtilerinize bağlı olarak spermiyogram (semen analizi) ve diğer testler sizi en doğru teşhislere götürecektir. Kendi kendinize veya kulaktan dolma bilgilerle teşhis koymanız veya tedavi arayışına girmeniz fayda sağlamayacağı gibi zararla da sonuçlanabilir.

Burada infertilitenin en sık görülen nedenlerinden bahsettik ancak çok daha farklı etkenler söz konusu olabilmektedir. Zira küçükken geçirdiğiniz ateşli bir hastalıktan şu anki yaşam tarzınıza kadar infertiliteye neden olabilecek onlarca faktör sayılabilir. Bu nedenle en doğru teşhisi, sizi dinledikten sonra doktorunuz koyacak ve yine en doğru tedavi sürecini sizinle birlikte karar vererek doktorunuz belirleyecektir.

Her aşamada sizi çok iyi anladığımızı ve yalnız olmadığınızı belirttiğimiz ”Çocuk Sahibi Olmak İsteyenler” yazımızı da okuyabilirsiniz.

Sizlere stresten uzak, mutlu bir birliktelik ve sağlıklı nesiller yetiştireceğiniz bir aile dileriz.


küvet günü

Sıcak Su Spermleri Etkiler Mi?

Yorucu bir günün ardından eve geldiğinizde küvette, sıcak su içerisinde rahatça dinlenmek istediniz mi hiç? Ya da sıcak suyun gözenekleri açtığı düşüncesiyle cildinizi temizlemek ve ferahlatmak adına sıcak bir duş aldınız mı?

Aslında hepimizin hayat boyu haftada en az birkaç kez yaptığı bir şeyden bahsediyoruz: Sıcak suyla duş almak ve sıcak suyla dolu bir küvette zaman geçirmek. Her ne kadar bir süre rahatlatıcı gelse de sıcak su ile duş almanın özellikle erkek sağlığı üzerindeki etkileri o kadar da iç açıcı değil ne yazık ki. Bulunulan ortam sıcaklığı bile erkek üreme organlarını olumsuz etkilerken sıcak su ile doğrudan temasın nelere yol açabileceğini biliyor musunuz?

Sıcak Su ile Duş Alma ve Küvette Kalmanın Erkek Sağlığı Üzerinde Etkileri

Ülkemizde ve dünya genelinde yıllardır sürdürülmekte olan pek çok araştırma bulguları, sıcak suyun testislere ve dolayısıyla spermlere iyi gelmediğini açıklıyor. Nitekim fiziksel olarak bakıldığında erkek üreme organlarının (özellikle testislerin) dışarıda bulunmasının bir anlamı var: Vücut sıcaklığına göre daha soğuk bir ortamda bulunmaları gerekliliği.

Bu konuda gerçekleştirilen deney ve araştırmaların somut sonuçlarına yakından bakılacak olursa; sıcak suyla duş almayı veya küvette sıcak suda kalmayı bıraktıktan birkaç ay sonra 11 erkekten 5’inin sperm sayısında ciddi artış görüldüğü ve çok daha kısa bir süre içerisinde sperm hareketliliğinin %12-34 arasında arttığı belirtiliyor.

Androloji Uzmanları ve Ürologlar Bu Konuda Ne Düşünüyor?

Erkek üreme organlarının fonksiyonlarını en iyi şekilde yerine getirebilmesi için bir sıcaklık ortalaması bulunduğu (32°- 35°) ve bu ortalamanın çok üzerinde veya altında bir soğukluğun spermlere zarar verebileceği belirtilmektedir.

Yapılan çalışmaların neredeyse tamamı sıcak suyun sperm sayısındaki düşüşüne işaret ederken sperm kalitesi ve kısırlığa etkisi üzerinde hala çalışılmaktadır. Sheffield Üniversitesinden Androloji Doktoru Allan Pacey, durumu şöyle özetliyor:  ‘’Sıcak suyun spermlerin kalitesi üzerindeki etkilerine yönelik araştırmalar devam etmekle birlikte, üretkenliği konusunda hassas olan ve çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin soğuk su ile duş almasında fayda var.’’

Erkek sağılığı üzerine çalışmalar yürüten Amerikan Dr. Paul Turek, erkeklerin çok sıcak su veya sıcak su dolu küvette kalmayı azaltmaları durumunda IVF (halk arasındaki adı ile tüp bebek) ve diğer tedavilere de ihtiyaçlarının azalacağını belirtiyor.

Tüm bunların ardından, erkek sağlığı ve daha kaliteli bir yaşam için nelere dikkat edilebilir birlikte bakalım:

  • Mesleki zorunluluklar veya sosyal yaşamın getirileri dahilinde de olsa vücudunuzu, özellikle üreme organlarınızı vücut sıcaklığının üstünde bir sıcaklığa maruz bırakmayın.
  • Olabildiğince rahat edebileceğiniz kıyafetler giyin; aşırı sıcaklıkta ısı ayarını yapamayan testisler, kalitesiz sperm üretimi yapabilir.
  • Obezite gibi yağlı gıda tüketimine bağlı hastalıkların genel anlamda insan sağlığının yanı sıra erkek sağlığını da olumsuz etkilediğini unutmamalı ve beslenme şeklinize dikkat etmelisiniz.
  • Sıcak su ile duş almanın zararları kadar soğuk su ile duş almanın faydaları da mevcut. Erkek sağlığına yararlarının yanı sıra soğuk suyun cilt ve vücudun genelinde pek çok faydası bulunmaktadır.

Tüm baba adayları başta olmak üzere herkese sağlıklı ve kaliteli günler dileriz. Dünya Küvet Günü kutlu olsun!


Kahve günü

Kahvenin Faydaları Nelerdir? Kafeinin Erkek Üzerindeki Etkileri

Öncelikle Dünya Kahve Gününüz kutlu olsun. Her yıl 1 Ekim’de kutlanan ve dünya çapında kahve üreticilerinden kahve zinciri sahiplerine kadar en iyi kahveyi tüketicilere sunmayı amaçlayan kişi ve kuruluşları destekleyen Dünya Kahve Gününe özel size kahvenin faydaları ve kafeinin sperm üzerindeki etkisinden bahsedeceğiz.

Peki, dünya genelinde günde toplam 3 milyar bardak tüketildiği tahmin edilen kahvenin faydaları ve hayatımızda yeri nedir?

Bazen uykusuz geçireceğimiz gecelerimize hazırlık yaparken, bazen yakın arkadaşımızla sohbet ederken, bazen ise sadece zevk için tükettiğimiz kahvenin sağlımız üzerindeki etkilerini biliyor muyuz? Kültürümüzün yüzyıllardır en önemli unsurlarından olan kahveyi ne kadar bilinçli tüketiyoruz?

Kahvenin etkin maddesi olan kafeinin miktarı; tüketilen kahve çeşidi, pişirilme şekli ve kahve miktarına göre değişiyor. Etkisi ise diğer pek çok besin maddesinde olduğu gibi yaş, metabolizma ve cinsiyet gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösteriyor.

Kafeinin Erkek Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Öğrencilerden iş insanlarına kadar toplumumuzda kahve tüketiminin en temel nedenlerinden birisi uyku açıyor olması. Bu bağlamda kahvenin faydaları arasında, kafeinin beyin üzerindeki etkilerine az çok hâkimiz. Peki, kahve ve dolayısıyla kafeinin erkek sağlığı ve sperm üretimine etkisini biliyor muydunuz?

Bu konuda, ülkemizde ve uluslararası alanda pek çok araştırma ve bilimsel makale bulunuyor. Spermlere doğrudan ya da dolaylı olarak etki eden kafeinin tüketiminde aşırıya kaçmak; sperm yoğunluğu ve sayısını olumsuz etkileyebiliyor.

Aşırı tüketilmesi durumunda kafein, tıpkı sigara veya uyuşturucu maddelerde olduğu gibi toksik (zehir) etki oluşturarak testesteron düzeyinde düşüşe ve buna bağlı olarak sperm kalitesinde olumsuzluğa neden olabileceği gibi semen parametrelerini ve fertiliteyi (üretkenliği) de negatif yönde etkiliyor.

Günlük Kafein Tüketim Miktarı Ne Kadar Olmalı?

Kafeinin faydaları ve riskleri üzerinde hala çalışılmakla birlikte yeterli miktarda tüketildiğinde vücutta performans destekleyici rol oynayabilmektedir. Her besin maddesi gibi kararında tüketilmesi gereken kafeinin miktarı, sağlıklı bir yetişkinde, günde 400 mg’ı (75 kg. ağırlığında bir birey için yaklaşık 5.5 mg/kg) aşmaması önerilmektedir. Erkek sağlığına ilişkin olarak ise az miktarda alınan kafein miktarı sperm hareketliliğini artırmaktadır. Normal spermlere oranla kafein tüketilmesine bağlı olarak sperm hareketliliği daha fazladır. Ancak bu durum sizi yanıltmasın çünkü kahvenin ve dolayısı ile kafeinin fazla tüketimi ters etki göstermektedir.

Sağlığını koruyan bilinçli tüketicilerin Dünya Kahve Günü kutlu olsun.


Bisiklet Sürmenin Sperm Üzerindeki Etkileri

Bisiklet Sperme Zarar Verir Mi? Sperm Üzerindeki Etkileri Nelerdir?

Bisiklet Sperme Zarar Verir Mi?

Bisiklet sürmek bazılarımız için bir ulaşım yöntemi, kimimiz içinse keyifli bir spor. Milyonlarca insanın kullandığı bu ulaşım aracı kullanımı aşırıya kaçıldığında sağlığımız açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Peki, nedir bu olumsuz sonuçlar? Bisiklete binmek kısırlık riski doğurur mu? Bisiklet sperme zarar verir mi?

Yapılan araştırmalara göre haftada 5 saatten fazla bisiklet sürmek sperm sayısı ve hareketliliğini azalmasına neden oluyor. Bisikletin yarattığı sorunların en büyük nedeni ise bisiklet selesidir. Bisiklet seleleri oldukça dar hazırlandığı için vücut ağırlığının %30-40’ını penise ve penisi besleyen sinir ve damarlara aktarıyor, testis sıcaklığını yükseltiyor. Uzun süreli kullanımlarda damar tıkanıklığı, travmaya ve damarlarda ezilmeye neden oluyor. Uzun vadede de bu genital ağrı, ereksiyon problemleri ve hatta kısırlık gibi sonuçlar ortaya çıkarıyor. 

Başka bir araştırma ise erkeklerin %8’inin kadınların ise %5’inin bisiklete binmekten dolayı cinsel disfonksiyonlar yaşadığını gözler önüne seriyor. Özellikle uzun soluklu bisiklet maratonlarında yer alan kişilerde bu olumsuz etkiler çok daha sık görülüyor. Maraton bisikletçilerinde genital uyuşma ve ereksiyon problemlerine sıkça rastlanıyor. Genital uyuşmanın uzun sürdüğü durumlara da rastlamak mümkün.

Uzmanlara göre bisiklet sürmekten kaynaklanan cinsel disfonksiyonlar genelde geçici sorunlardır. Kendiliğinden geçmeyen problemlerde de uzmanlar fizik tedaviyi tavsiye eder. Bisiklet sürme alışkanlığı olan ve kısırlık problemi yaşayan erkeklere bu alışkanlıklarına biraz ara verilmesi önerilir. 

Doğru Bisiklet Seçimi

Uzmanlara göre vücudumuz için oldukça yararlı bir fiziksel aktivite olan bisikletin, zararlarını birkaç noktaya dikkat ederek azaltmak mümkün. 

  • Bisikletin yarattığı problemlerin en büyük sebebi olan bisiklet selelerini seçerken, geniş ve daha dengeli bir oturma pozisyonu vaat eden sele modelleri tercih edilmeye çalışılmalı.
  • Mümkünse burunsuz sele modelleri tercih edilmeli.
  • Peniste yaratacağı baskı sebebiyle uzun soluklu bisiklet maratonlarından kaçınılmalı.
  • Bisiklet uzun süre kullanılacaksa yarım saatte bir beş dakikalık molalar verilmeli.
  • Haftada 5 saatten fazla bisiklet sürmekten kaçınılmalı.
  • Uygun sele yüksekliği ve gidon şekli bulunarak penise uygulanan baskı en aza indirilmeli.

Obezite ve Sperm

Obezitenin Sperme Etkisi

Erkeklerde fazla kilo baba olması şansını düşürüyor. Peki obezitenin sperme etkisi nasıldır?

Geçtiğimiz 5-10 yıl öncesine kadar kadın kaynaklı obezite durumlarında embriyonun olumsuz etkilenmesi ve tüp bebek tedavilerinde başarı düşüklüğü çalışmaları yapılmıştır. Ancak son 2-3 yıldır erkek kilosu ve kısırlık arasındaki ilişki yoğun bir şekilde araştırılmaktadır. Yapılan çalışmalar ise erkeklerdeki fazla kilonun, sperm kalitesizliği ile birebirde ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu durum sadece sperm kalitesini değil tüp bebek ve aşılamada embriyoyu ve embriyonun tutunma oranını da etkilemektedir.

Kilo ve Sperm

Vücut kitle indeksi(VKİ), vücut ağırlığının metre cinsinden boyun karesine bölünmesi ile elde edilen değerdir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından derecelendirme yapılarak aralıkları belirlenen VKİ oranları ise insan sağlığı hakkında bilgi taşımaktadır. Hormonal denge ve bozukluk, vücut yağlanması hakkında bilgi taşıyan bu değerlerin aralıkları ise aşağıdaki gibidir,

Kategori Vücut Kitle İndeksi (kg/m2)
İdeal Kilonun Altı < 18,49
İdeal Kilo 18.5 – 24,99
İdeal Kilonun Üzeri 25 – 29,99
İdeal Kilonun Çok Üzeri (Obezite) > 30

İdeal kilonun çok üzerinde yer alan bireylerin VKİ oranı 30 üzerinde olup “Obez” kabul edilmektedir.

Obezitenin Sperme Etkisi

Fazla kiloluluk olarak belirtilen obezite başlı başına sağlık problemi olmanın yanında erkek sağlığı için de pek çok bilgi içerir. Cinsel sağlığı olumsuz etkileyen fazla kilonun aynı zamanda sperm sağlığını olumsuz etkilediği son yıllarda çalışılan konular arasındadır. Bugüne kadar embriyo sağlığında, annenin obez olma durumundaki olumsuzluklar üzerinde pek çok çalışma yapılmıştır. Babanın bu durumu etkilediği ise günümüzde artık çalışma olarak ortaya konmuştur. Peki fazla kilolu olan bu erkeklerin spermlerinde ne gibi değişiklikler olur?

Obez erkeklerin sperm değerlerinde şu gibi değişiklikler gözlenmektedir;

  • Düşük sperm konsantrasyonu,
  • Morfolojik açıdan kalitesizleşme,
  • Hareketliliğin azalması,
  • Düşük testosteron seviyesi
  • Şeker dengesinde düşüş.

Bunların yanı sıra fazla kilo sperm DNA’sında da bozulmaya yol açmaktadır. Moleküler yapının bozulması ise düşük riskine, hamileliğin sonuçlanmamasına ve embriyonun gelişimindeki bozulmalara neden olur.

Fazla kilo ile hamilelik şansının azalması durumu paralellik gösterir. Bu nedenle VKİ oranınızı hesaplamanız ve çok ise size en yakın diyetisyen ya da doktora başvurmanız bebeğinizin ve sizin sağlığınız için önemlidir.